Sıcaklık, üniversite yurdunu kasıp kavuruyordu.

The heat was overwhelming the university dorm.

Ege, Buse ve Kerem, odalarında sersemlik içinde uzanmışlardı.

Ege, Buse, and Kerem were lying in their room, feeling groggy.

Boğucu yaz sıcağı, bütün öğrencileri çaresiz bırakmıştı.

The stifling summer heat had left all the students helpless.

Pencereler açıktı, ama en ufak bir esinti bile yoktu.

The windows were open, but there wasn't the slightest breeze.

Koridorda yankılanan müzik ve anında erişte kokusu, ortama karmaşık bir huzur veriyordu.

The music echoing in the corridor and the instant noodle smell gave the place a complex tranquility.

“Bu sıcaktan ölüyorum,” dedi Kerem, güler yüzünü kaybetmeden.

"I am dying from this heat," said Kerem, without losing his cheerful face.

“Dondurma arabasını çağırabiliriz belki?”

"Maybe we could call the ice cream truck?"

“Kesinlikle çözüm bulmalıyız,” diye cevapladı Ege, kaşlarını düşünceli bir şekilde çatarak.

"We definitely need to find a solution," responded Ege, with a thoughtful frown.

Her zaman çözüm üreten biriydi, ama şimdi nasıl bir plan yapacağı konusunda ikilemdeydi.

He was always someone who came up with solutions, but now he was in a dilemma about what plan to make.

“Yurdun sadece tek klima cihazı vardı ve o da bozuldu.”

"The dorm had only one air conditioning unit, and it’s broken."

Buse, düşünceli bir şekilde, “Böyle devam ederse, kimse ders çalışamaz,” diye ekledi.

Buse added thoughtfully, "If this continues, no one will be able to study.

“Belki eski depolarda unutulmuş fanlar bulabiliriz.”

Maybe we can find forgotten fans in the old storage rooms."

Ege, o an yaratıcı bir düşünceye kapıldı.

At that moment, Ege had a creative thought.

“Bekleyin! Belki kendi serinletici aletimizi yapabiliriz. Önce buzdolabından buz alırız ve bir fan yerinde kullanabiliriz.”

"Wait! Maybe we can make our own cooling device. First, we get ice from the refrigerator and use a fan."

Buse ve Kerem bu fikre hayran kaldı.

Buse and Kerem admired the idea.

Hemen işe koyuldular.

They immediately got to work.

Ege, buzları bir havlunun içine doldurdu.

Ege filled a towel with ice.

Buse, eski bir vantilatör bulmak umuduyla çatı katı deposuna koştu.

Buse ran to the attic storage in hopes of finding an old fan.

Kerem ise bu arada dışarı çıkıp dondurma arabası için hızlı bir tur attı, fakat boşuna.

Meanwhile, Kerem went outside for a quick tour to find the ice cream truck, but in vain.

Bu sırada, garip bir şekilde yurdun ıvır zıvır dolu odalarından birindeki bir dolap açıldı ve hepsinin aradığı fanlar oradaydı.

Strangely enough, one of the cluttered rooms in the dorm opened up, and there were the fans they were looking for.

Ama neden saklanmışlardı?

But why were they hidden?

Beklenmedik bir şekilde, fanları saklayan kişiyi buldular; kampüsün eğlence düşkünü Cem.

Unexpectedly, they found the person who had hidden the fans; Cem, the campus's fun-seeker.

Sonunda anladılar ki, Cem kampüs genelinde bir buz kovası meydan okuması düzenlemek istemişti.

They finally understood that Cem wanted to organize an ice bucket challenge across campus.

Sıra dışı bir şaka.

An unusual prank.

“Katılalım,” dedi Buse heyecanla.

"Let's join," said Buse excitedly.

“Eğlenceli olabilir, herkes serinler!”

"It could be fun; everyone will cool down!"

Ege ilk başta tereddüt etti ama şimdi karmaşık planlardan vazgeçmek daha çekici geliyordu.

Ege hesitated at first, but now abandoning the complex plans seemed more appealing.

Kerem de bu durumu kalenderce kabul etti.

Kerem also accepted the situation casually.

Sonunda, bütün yurt bir araya geldi.

In the end, the whole dorm came together.

Herkes birbirinin üzerine buzlu kovaları döktü.

Everyone poured icy buckets over each other.

Gülüşmeler ve sevinç çığlıkları arasında sıcaklık unutuldu.

Amidst the laughter and shouts of joy, the heat was forgotten.

İstasyonda başlatılan buz meydan okuması herkes için serinletici bir çözüm olmuştu.

The ice challenge that started at the station had become a refreshing solution for everyone.

Ege o an, spontane hareketlerin de değeri olduğunu fark etti.

In that moment, Ege realized the value of spontaneous actions.

Buse biraz daha kaosun ne kadar eğlenceli olabileceğini öğrendi.

Buse learned how fun a bit more chaos could be.

Kerem ise, her şeyin espri olmadan da eğlenceli olabileceğini anladı.

Kerem understood that things could be enjoyable even without a joke.

Hep birlikte, o beklenmedik sıcak gün için mükemmel bir çözüm bulmuşlardı.

Altogether, they found the perfect solution for that unexpected hot day.